Stockholm her ne kadar Türkiye’den başlayan seyahatlar açısından Avrupa rotaları arasında uzak kalanlardan birisi olsa da, hem Cuma akşamları iş çıkış saatine uygun hem de Cumartesi sabahları erkenden olan uçak seferleriyle saat farkını da dikkate alınca üç günlük uzun bir haftasonunda kolayca ziyaret edilebilecek bir şehir.Stockholm’ün kendisi gibi stil sahibi havaalanı Arlanda’dan şehrin merkezine muhakkak metroyla gitmenizi öneririm. Yirmi dakikada merkeze varmakla birlikte, daha ilk anda...
Read more...I recommend that you use the metro to get to the center of Stockholm once you land in its stylish airport Arlanda. You can get to town in twenty minutes and save some bucks, which you will sure need later! You should always have a warm jacket with you. This northern city is, as highly expected, very cold in winter but it can surprise you even in summer. Stockholm is unfortunately an expensive city like its other Scandinavian counterparts.During one of my visits, I chose to stay at a suburban...
Read more...İskandinavya’nın en güzel başkenti olduğunu düşündüğüm Stockholm’u kendisini ziyaret etmeden önce tasarımı ve güzel mimarisinden önce Stockholm Sendromu ile biliyordum. Rehinelerin kendilerini esir alan kişiye karşı geliştirdiği bağımlılık ve şefkat hissini izah eden “Stockholm Sendromu” kavramının ne şekilde doğduğuna ilişkin ise hiçbir bilgim yoktu.Stockholm’e ilk kış seyahatimde merkeze yakın olan ve iş çıkışı Stockholm’lülerin uğrak yeri olan bir bistroya da ev sahipliği yapan Nobis...
Read more...Stockholm, the most beautiful Scandinavian capital in my view, was first known to me with the Stockholm syndrome but not with its exceptional understanding of design and architecture. I however had no idea what gave rise to the concept of Stockholm syndrome, which can in summary be defined as the feeling of dependence and affection nurtured by the hostages towards their capturer.During my first winter trip to Stockholm, I settle in the centrally located Nobis Hotel which is also home a bistro...
Read more...Stockholm’e yolum ilk defa bir Eylül ayında düşmüştü. Halen en sevdiğim Türk yazarlarından olan Orhan Pamuk’un Nobel edebiyat ödülünü almasından kısa bir süre sonraydı. Biraz şehir dışında kalan otelime çantalarımı bırakır bırakmaz, neredeyse koşarak Nobel Müzesine gittiğimi hatırlıyorum. Bir Türk de ödülü almış olduğu için sanırım müzeye ilişkin bir hak hissediyordum, sanki müzenin birazı da bizimmiş gibi! Her ne kadar özellikle barış ödülleri anlamındaki tercihleriyle kimi zaman...
Read more...My first visit to Stockholm was during autumn on September day. It was shortly after the Nobel literature prize of Orhan Pamuk, who is still among my favorite Turkish authors. I remember dropping off my luggage at my hotel which was right outside Stockholm and almost running to see the Nobel Museum. It may be that I felt some sort of ownership towards the museum since a Turkish person has been awarded with one of the prizes! Even though it is occasionally criticized especially for its choices...
Read more...