1900’lerin başında Arjantin’e dünyanın dört bir yanından gelen göçmenlerin konaklamaları amacıyla Buenos Aires limanına yapılan ve 1953’e kadar bu şekilde faaliyet gösteren bu bina daha sonraları ulusal anıt ilan edilip müzeye dönüştürülmüş. Nehrin yanıbaşında Puerto Madero bölgesinde yer alıyor. Biraz bizim Karaköy’deki eski Antrepo’yu andırıyor. Güney Amerika Uluslararası Çağdaş Sanat Bienali Bienalsur kapsamında gerçekleşen Brezilyalı moda tasarımcısı Ronaldo Fraga’nın defilesi dolayısıyla...
Read more...Santiago müzeleri, kafeleri, zengin kültürel hayatı ile başkentin size sunabileceği her şeyi veriyor evet, ama okyanusu görmek istiyorsanız Valparaiso’ya gitmelisiniz!Santiago’dan yaklaşık iki saatlik mesafedeki bu şehir banliyöleri ile birlikte Şili’nin ikinci büyük yerleşim bölgesi. 2003 senesinde kısa adıyla Valpo eski şehri Unesco Kültür Mirası ilan edilmiş. Renkli sokakları ve bohem havası ile hemen tatildeymişsiniz hissi yaratıyor. Şehrin duvarlarında graffitiler, sokaklarda ellerinde...
Read more...İspanyollar Peru’ya, hayalini kurdukları altını bulmaya geldiklerinde umdukları tek şey tek şey birkaç öncü fetihçinin ağızlarından duydukları Biru isimli bir yerin gerçekten varolduğu ve altın bulma ihtimaliydi. Bu topraklara okyanusun kuzey kıyılarından vardılar ve varlığından habersiz oldukları İnka imparatorluğu ile hemen karşılaşmadılar. Çünkü İnkalar kendilerine başkent olarak Cuzco’yu seçmişti; okyanus kıyılarından ulaşılması daha zor iç kesimlere, dağların arasına yerleşmiş koca bir...
Read more...When the Spanish arrived in Peru in pursuit of the gold they dreamed of, they hoped for two things: that the city named Biru, which was mentioned in the stories told by the first discoverers, actually existed and that they could find gold there. They arrived in this land on the northern shores of the continent and they did not encounter the Inca Empire they did not know about it then. That is because the Incas chose Cuzco as their capital city: The Inca Empire was a vast one, extending from...
Read more...Inkalar savaşı kaybetmişti, Pizarro’nun yeni şehri İspanya Krallığı’nın uzak topraklardaki fethettiği ve sömürmeye başladığı yerleri yönetme biçimi olan Genel Valiliklerininden (Virreinato) birinin başkenti olmuştu, resmi kayıtlara göre 1535. Yeni şehre yeni bir isim verildi: ‘Ciudad de los Reyes’, ‘kralların şehri’. Ama bu kabul görmedi ki orjinal adı kaldı günümüze, Lima’nın geldiği kelimenin aslı ‘rimaq’, yerlilerin dilinde oradaki nehre verilen isim, ’konuşan’ anlamına geliyor. 16 ve 18....
Read more...The Incas had lost the war and Pizarro started to build his new city on the shores of the Pacific. The administrative policy at that time was to colonise the new lands by naming them a Viceroyalty of the Kingdom of Spain. According to official history in 1535 a city with a new name ‘Ciudad de los Reyes’, meaning the city of kings was founded. The name did not survive though. Lima comes from the indigenous word ‘rimaq’ that was the name of the river called by indigenous, meaning ‘that talks’....
Read more...Peru dünyada medeniyetin kurulduğu 7 yerden biri. Çoğumuz sadece İnka medeniyetinden haberdarız, İspanyolların bu topraklara geldiklerinde karşılaştıkları büyük medeniyet ve yok edilen son yerli kültür olduğundan. Aslında İnkalar bu topraklardaki yaklaşık 10.000 senelik tarihin son 100-150 senesinde imparatorluk kurmuşlar. Onlardan önce onlarca medeniyet bu topraklarda varolmuş ve arkalarında günümüze kadar çok iyi korunmuş seramik işçiliğinin harika örneklerini bırakmış. Lima’daki bu şahane...
Read more...Peru is one of the seven places in the world where the first civilisations were founded. Most of us are only familiar with the Incas, the great civilisation the Spanish encountered when they came here. Actually the Inca Empire survived in the last 100-150 years of the 10,000 years-long civilisation history in this land. Countless other civilisations had existed here before they reigned, and they left behind perfect examples of pottery which have been preserved in perfect condition until today...
Read more...Brezilya’nın Amazonlar eyaletinin başkenti Manaus’un önemi bir liman şehri olmasından kaynaklanıyor. 1890 lardan 1920lere kadar süren kauçuk ticaretinde baş rolü oynayan yer, limanın yapımı da bu dönemde olmuş. Bu ekonomik zirve sona erdikten sonra tekrar 1967de vergiden muaf ticaret bölgesi olmasından kaynaklanan yeni bir rol edinmiş. Bu liman Amazon nehrini kuzeyde Belem şehrinin bulunduğu yere ve Atlantik Okyanusu’na bağlayan nokta. Birçok mal buradaki limadan gemilere yüklenip yola...
Read more...