Mavi Nil şelaleleri gibi Simen Dağları da en güzel haline yağmurlu sezondan hemen sonra, yeşil, ıslak ve bereketli olduğu zaman bürünüyor. Benim şansıma harikulade güneşli bir gün, kobalt mavisi gökyüzü ile tepelerin üzerinde parlayan yeşilin yaptığı kontrastın gerçek üstü bir güzelliği var. Simen Dağları bana Güney Afrika’nın Drakensberg’ini hatırlatıyor. Lesotho’daki bu sıradağları andıran Simen Dağları Etiyopya’nın Amhara bölgesinde, Gondar’ın kuzey doğusunda yer alıyor, Amharca kuzey anlamına geliyor simen.
Yaklaşık iki yüz kadar babun tespit ettim, çoğunluğu vahşi derinlikte, dağların içinde yaşayan bu hayvanları bu miktarda görmem benim için bir şanstı. Gelada babunları Etiyopya’nın dağlık bölgelerinde yaşayan, ot yiyen tek maymun türü olarak bilinen, günümüzde sadece Etiyopya’da bulunan ama soyu tükenmiş akrabaları zamanında Güney Afrika’dan Hindistan’a kadar farklı coğrafyalarda yaşamış olan, bir tür. Milyonlarca yıl önce en önemli primatlardan kalan tek tür olan geladaların türünü yaşatmak buralarda milli bir mesele.
Birçok gezgin Unesco mirası ilan edilen bu milli parkta kamp kurup en azından geceyi geçiriyorlar. Daha az macera arayanları ise Gondar’dan günübirlik Simen Dağları Milli Parkı’na gelip geceyi geçirmek üzere tekrar Gondar’daki otellerine geri dönüyorlar.