Bizans döneminde şehrin su ihtiyacını karşılamak için yapılmış 6. yüzyıldan kalma büyük bir yeraltı su deposu olan Yerebatan Sarnıcı burada bir kilise bulunması dolayısıyla ‘Cisterna Bazilika’ diye adlandırılırdı. Doğu Roma İmparatoru Justinianus döneminde yapıldı; bir Roma-Bizans icadı olan sarnıçlar, suyu depolamak ve dağıtmak için kullanılıyordu. Tarihi su yollarından getirilen su, ki bunlardan ilki, bugünkü Belgrad Ormanı'nda şehrin kuzeyinden su taşıyan Hadrian Su Hattı idi, daha sonra Osmanlı zamanında anıtsal çeşmeler yoluyla şehre dağıtıldı. Topkapı Sarayı'nın önündeki Sultan Üçüncü Ahmed Çeşmesi veya Tophane semtindeki Birinci Mahmud Çeşmesi gibi şehirdeki su dağıtımın sağlayan çeşmeler bu geleneğin bir devamıydı.
Her biri 9 metre uzunluğunda olan 336 silindir sütun bir silindir orman görünümünde suya yansıyan gölgeleriyle ziyaretçilere oldukça etkileyici bir görüntü sunuyor. Bu sütunlardan ikisinin altında sanki sütunları taşıyormuşçasına Medusa başları yer almaktadır. Yunan Mitolojisine göre Medusa, yeraltı dünyasının kendisine bakanları boynuzlama gücüne sahip dişi canavarlarından biridir.
Yerebatan Sarnıcı her gün ziyarete açık. Yakın zamanda yenilenmiş bir sarnıcın daha küçük bir versiyonunun keyfini çıkarmak için Şerefiye Sarnıcı'nı da ziyaret edebilirsiniz.
Tramvay Durağı: Sultanahmet