Vietnam ve Kamboçya’ya giriş, Hindiçin’de iki hafta

Bu iki ülkeyi hakkıyla gezmeniz için ideal olarak iki haftaya ihtiyacınız var, eğer daha uzun bir zamana sahipseniz Laos ve Tayland’ı da programa dahil edebilirsiniz (Hindiçin aslında Laos, Vietnam, Kamboçya, Myanmar, Tayland ve yarımada Malezya’sını da içine alan büyük bir alanı kapsıyor). 

Vietnam’a varış noktanız Saigon ya da Hanoi olacak. Başkent Hanoi’yi tarihi açıdan daha zengin, Saigon’u ise nemli havasıyla biraz bunaltıcı bulabilirsiniz. Savaş öncesi hanedanlık döneminden kalma Hue eski şehri ve kandiller şehri Hoi An’ın havası size daha ufak yerlerin kendine has lokalliğini hissettirecek. Halong Bay’i mutlaka ziyaret etmelisiniz. Hanoi’den transferiniz dört saat, dolayısıyla teknede bir gece kalmanız hem onca yolu katettiğinizden dolayı hem de bu harikulade yeri gün batımında, gün doğumunda, ışığın birbirinden farklı ve güzel hali ile görmeniz için şiddetle tavsiye edilir. Eğer trekking yapmak istiyorsanız kuzeydeki Sapa bölgesine gitmelisiniz. 

Şehirler arası mesafeleri uçakla katetmeniz size zaman kazandıracaktır. Ho Chi Minh şehrinden (eski adıyla Saigon) Hoi An’a, Hue’ye, Hanoi’ye, Hanoi’den Kamboçya’nın Angkor bölgesi Siem Reap’a, Siem Reap’tan Bangkok’a uygun fiyatlı direkt uçuşlar ile ulaşabilirsiniz. 

Vietnam’da ve Kamboçya’da da yemek, taksi, gibi gündelik harcamalarınız oldukça ekonomik; taksilerle ya da tuktuklarla pazarlık etmelisiniz.

Kamboçya’ya gelirsek, Angkor tapınakları için en az üç gün ayırmanız gerekiyor. Biletler ya tek günlük ya da dört günlük satılıyor. Yüzlerce tapınak olduğu için bir güne sığdırmanız imkansız, bizim gibi bisikletle gezmeniz ormanın içinde birbirinden farklı onlarca tapınağa iki pedal üzerinde varmanız bu olağanüstü yerin üzerinizdeki etkisini daha da artıracaktır (kaldığınız otelden kiralayabilirsiniz). Tapınaklardan Angkor Wat’ı gün doğumunda ziyaret etmek bir numaralı turist atraksiyonu, dolayısıyla sabahın bu erken saatinde yüzlerce insan tripodları ve makineleri ile burada ne arıyor diye şaşırmayın. 

Gitmeden bir şeyler mutlaka okumam lazım derseniz ‘The Girl in the Picture’, Vietnam Savaşı’nda çekilen bir fotoğrafın hikayesini detaylı anlatan Denise Chong’un kitabını öneririz. Kamboçya’da geçen bir macera kitabı için Fransız yazar André Malraux’nun, kendisi de burada yaşamış ve tarihi eser kaçakçılığından tutuklanmıştı ‘Kralların Yolu’ adlı kitabını okuyabilirsiniz. Ve son olarak Bangkok’a gidişte ya da dönüşte birkaç gün ayırmayı unutmayın! Detaylı koleksiyonumuza göz atabilirsiniz.