Dağların arasında bir başka kartpostal yer Tegallalang pirinç tarlaları. Kat kat birbirini takip eden teraslar üzerinde yemyeşil otların arasında yüzbinlerce pirinç tanesi olduğunu düşünmek, terasların arasında kaybolmak, yağmurun altında ayaklarımız çamura bata bata yürümek. İşte gerçek bir Bali deneyimi!
Devamında başka bir eğlence Bali kuş ve sürüngen parkı. Brezilya’daki Iguaçu Şelaleleri’ndeki Kuş Parkının yanında burası biraz ufak çapta kalsa da yine de birbirinden güzel 250’den fazla kuş çeşidi barındıran parktayız. Benim favorim Avustralyalı siyah beyaz pelikanlar, gagası en uzun kuş türü imiş, 50 cm’ye kadar uzuyormuş ve bir diğer adı ‘gezgin kuş’ bu pelikanların, neredeyse 24 saat havada kalabiliyor ve bir okyanustan diğerine uçabiliyorlar. Endonezya’nın diğer adalarından gelme, Java, Sumatra, Borneo, Bali adalı kuşlar, Güney Afrika ve Güney Amerika’dan getirilmiş, benzer tropikal iklime uyum sağlamış diğer kuşlar da bulunuyor ve eğitmenler eşliğinde size tüm hünerlerini gösteriyorlar. Baykuşların yaşadığı Toraja evi parkın tam ortasında. Devam ettiğinizde kendine ayrı bir alanda Endonezya’da bir milli parka ismini de vermiş devasa sürüngen komodo, bir tavşanı hiç ısırmadan tek seferde yiyebiliyor. Uçamayan koca deve kuşu siyah gövdesi ve mavi kafası ile bir köşede. Parkın hemen çıkışında ayrı daha ufak başka bir park sürüngen parkı ve küçük cam odalarda kıvrılmış envai çeşit yılan kanınızı donduruyor.