Sultanahmet Meydanı’ndan sahil tarafına doğru indiğinizde hem turist kalabalıklarını bir ölçüde arkanızda bırakmış hem de Ahırkapı sokaklarınının sürprizlerini tatmaya başlamış olacaksınız. Osmanlı döneminde Saray ahırlarının yer aldığı bölgeden adını alan Ahırkapı’da belki de İstanbul’un en güzel camiilerinden biri Sokollu Mehmet Paşa Camii bulunuyor. Mimar Sinan’ın en güzel ufak camiilerinden biri bu. Eski bir kilisenin olduğu yere on altı yüzyılda yapılan camii II. Selim’in kızı ve Vezir Sokollu Mehmet Paşa’nın eşi Esmahan için yaptırılmış. Sarayın avlusu zamanında bir medrese olarak hizmet vermiş, ortasındaki şadırvan hala kullanılıyor. Camiinin içine girdiğinizde turkuaz mavisi ile karşılaşacaksınız. Mihrabın bulunduğu duvarın tamamı kubbeye kadar çini ile kaplanmış; renkli camlardan içeriye sızan ışık, tavandan sarkıtılan tek büyük avizenin ışığı ile camii bu çini mavisi ile doluyor.
Sokollu Mehmet Paşa Camii’nin hemen aşağısında Kadırga Limanı ile Cankurtaran semti arasında Küçük Ayasofya Camii bulunuyor. Burası altıncı yüzyılda Bizans İmparatoru I. Iustinianos zamanında St Sergius ve St Bacchus adlı azizler için yaptırıldığından adı Sergius ve Bacchus Kilisesi idi; 1505 yılında II. Bayezid zamanında camiiye dönüştürülmüş ve halen ibadete açık. Ayasofya’ya olan benzerliği yüzünden Küçük Ayasofya denmiş.