Sırtını tarihi bir geçmişe yaslayan ama bugün de günün her saati canlı, yaşayan yerleri seviyorum. Siracusa’yı bu yüzden çok sevdim. Yaşayan şey turizm ve gördüğün kalabalık turistler diyebilirsiniz, ama Sicilya’nın lokasyonu yılın her dönemi ziyaretçi almaya elverişli olduğundan bu hareket de hiç bitmiyor. Siracusa’nın Ortigia adasında 3 gece geçirdim ve günü birlik gelen turist kafilelerinin yaptığı gibi birkaç saat geçirmektense burada uzun kalıp dar sokakları ve meydanları gündüz ve gece arşınlamanızı, bu küçük adacığın denizden sokakların içine giren esintisini, ve gün ışığının enfes binaların sarı-pembe yüzeylere yansıyarak değiştirdiği renkleri farketmenizi öneririm. ‘Sevdiğiniz yerde uzun kalın’, size bir gezgin tavsiyesi…
Siracusa’nın en önemli ziyaret noktası elbetteki Neopolis antik şehri (tren istasyonundan biraz daha ileride içeride kalıyor). Ortigia ise ana karaya iki köprü ile bağlanan bir adacık ve Sicilya’da benim en sevdiğim yer. Bu adacığın merkezinin de Duomo Meydanı olduğunu söyleyebiliriz. Duomo meydanınındaki katedral, deniz kenarındaki çeşme ve ilerideki kale, Yunan döneminden kalan Apollo Tapınağı ve yukarısındaki Arşimed Meydanı size bu adacıkta gezinirken yön bulmanızda yardımcı olacak ana noktalar.
Duomo meydanına defalarca gelmenize sebep olacak ana yapı Siracusa Katedrali, ön yüzeyinde karlar altındaki Meryem Ana heykeli, ve Hristiyan şehitlerinden kabul edilen Santa Lucia heykeli size en yukarıdan bakarak huzur ve dinginlikle bakıyorlar. Katedral M.Ö. 5. yüzyıl döneminden bir Yunan tapınağı üzerine 7. yüzyılda Romalılar tarafından yapılmış, bugün gördüğümüz hali ise 17. yüzyılda inşa edilmiş. Meydandaki birbirinden güzel binalardan biri Palazzo del Vermexio Belediye Sarayı olarak hizmet veriyor. Meydanın hemen aşağısından Cannoli del Re yiyebileceğiniz- ricotto peynirinden yapılmış dondurma- Sicilya’da yiyebileceğiniz en güzel dondurmalardan. Deniz kenarında Fonte Aretusa, Aretusa Çeşmesi, ufak bir bir gölcük, begonviller ve yeşil suda yüzen ördekler, hemen yanıbaşındaki Cafe Aretusa’da siz kahvenizi yudumlarken önünüzden geçen bir minik Fiat İtalya’da bir film setinde olduğunuz hissini verecek. Fonte Aretusa’dan Kale’ye kadar deniz kenarı boyunca uzanan yürüyüş yolundan ilerleyip, eğer mayonuz yanınızdaysa deniz kenarına inen merdivenlerden aşağıya inip denize bile girebilirsiniz. Adayı böylece baştan sona adımlayıp bu sefer Antik Yunan döneminden kalan Apollo tapınağından içeri girerek Arşimed Meydanı’nı geçip- Pi sayısı ve suyun kaldırma kuvveti gibi buluşların imzasını taşıyan meşhur bilim adamı Arşimed Siracusa denince akla gelen belki ilk isim- tekrar Duomo Meydanı’na varabilirsiniz.
Adada eski yapıların renove edilerek konaklama hizmeti veren butik otellere dönüştüğü pek çok seçenek var. Ortigia Boutique Palace bunlardan biri, yüksek tavanlarını ve bulunduğu dar sokağı çok sevdim. Ortigia adasında konaklamanız ayrıca günübirlik trenle gidebileceğiniz Noto, Ragusa, Modica gibi ufak Barok şehirleri ziyaret etmeniz için de uygun bir yer.