Singapur Ulusal Galerisi, şehrin siyasi merkezinin olduğu yerde, eski Parlamento Binası’nın karşısında büyük beyaz sütunları ile görkemli bir girişi olan, zarif bir bina. Önceden Belediye Binası ve Yüksek Mahkeme olarak hizmet veren iki bina birleştirilerek Singapur’un ve Güneydoğu Asya’nın en büyük koleksiyonuna sahip bu müze inşa edilmiş. Dört katında hem Asya hem de Batı sanatının örnekleri birçok ayrı salonda sergileniyor, ayrıca en üst katındaki terastan ve bardan Singapur’un siluetini alan karşı nefis manzara seyredebiliyorsunuz.
Benim ziyaretim sırasında Avrupalı 19. yüzyıl empresyonistlerinin sergisi var, bense Singapur’u biraz daha yakından tanımak için Asyalı ressamların eserlerinin olduğu salonları geziyorum. 'Siapa Nama Kamu?' Senin adın ne? 19. yüzyıldan itibaren Singapur’un Güneydoğu Asya ve dünyanın geri kalanı ile kurduğu bağlar, kimliği ele alınıyor. Koleksiyondaki birçok eser Çin doğumlu Singapurlu ressam Chua Mia Tee’ye ait. Dil dersinde sınıfta resmedilen bir grup genç insanın olduğu tabloda tahtada yazan Malay dilinde ‘Senin adın ne?’ yazısı seriye adını vermiş, 1959 tarihli bu resmin Singapur’un İngiltere’den bağımsızlığını kazandığı tarih olarak sembolik bir önemi var. Tay Kok Wee’ye ait de bir tablo mevcut.
Diğer salonlarda Çin resim sanatını tanıyabilirsiniz: Wu Guanzhong’un ‘Doğada bir gezinti’ adlı sergisi hayatı boyunca Çin’in köylerine, nehirlerine, dağlarına yaptığı yolculuklardan aldığı ilhamla yaptığı manzara resimleri. Xiu Hai Lou’nun ‘Hazineleri yeniden keşfetmek’ adlı koleksiyonu Singapur’da Çin kaligrafisi ve resim sanatının örneklerini sunuyor. Chen Chong Swee’nin ‘hayat atışları’ adlı sergide Çin asıllı ressamın Malay köylerini resmettiği yağlı boya tablolar görülebilir.