Eğer kardeş şehirlerden bahsedilirse kardeş mahallelerden de söz edilebilir. San Telmo’nun gelişimi bu anlamda İstanbul’un Karaköy’ünü hatırlatıyor. Limana yakın, liman işçilerinin konakladığı daha endüstriyel ve şehrin şık alanlarının dışında kalan daha marjinal bir yerken bohem burjuvaların dönüştürmesiyle modern sanat galerine, antikacı dükkanlarına ev sahipliği yapan daha ‘hip’, popüler, artistik, bir yer haline gelmiş.
San Telmo’ya Pazar günü giderseniz antikacılar sokağa kurulan antikacılar çarşısını gezme fırsatı bulabilirsiniz. Borges’in kahvesini yudumladığı Bar Dorrega’ya uğrayabilirsiniz de. Bu kafe tüm turistlerin uğrak yeri. Borges ile Sanato’nun buluştuğu yer, duvarda bir resimlerini de görmek mümkün. Kafe masaları ve duvarları yazılarla kazınmış, boş bir kare bulmak mümkün değil. Geniş camlardan San Telmo’nun Pazar kalabalığını seyrederken oturduğum masaya kazınmış kelimelere bakıyorum. Yine bir dört yol ağzının bütün bir köşesini tutmuş bu kafe, dolayısıyla içerinin hacmi, ve benim gibi cam kenarında oturuyorsanız tüm sokakları görebileceğiniz bir bakış açısı yakalamış iseniz yine çok mutlu hissediyorsunuz.