Roma günler boyunca yürüyüp sokaklarında kaybolanası bir şehir, bir çoğumuz için dünyanın en güzel şehri. Bir Aralık sabahı arşınladığım eski şehrin sokaklarında yürüdüğüm güzergah:
Via Guilia’dan Tiber nehri kenarına inin, nehir boyunca karşı kıyıya geçmeden ilerleyin, karşı tarafta Trastevere sonradan gidip uzun uzun kalabileceğiniz bir başka yer, orayı da unutmayın. Sonra tekrar sola dönerek nehri sağ tarafınızda bırakın ve eski şehre dalın. Campo de’ Fiori diye çiçek satılan bir meydana varacaksınız, sola dönüp devam edin, ana caddeye çıkacaksınız, ara sokaklardan yukarı doğru devam edin, burası meşhur Navona meydanına çıkaracak, Piazza Navona’da biraz uzun kalın, meydanın etrafını dolaşın, tekrar yukarı doğru yürümeye devam edin. Piazza di Spagna meşhur İspanyol merdivenlerinin olduğu meydan, İspanyol merdivenleri her daim turistlerle dolu ama insan yine de bir köşesine ilişip turuncu kahverengi binaları seyretmek için kendine bir yer bulabiliyor. Eğer kalabalıklardan sıkılırsanız paralel arka sokaklardan ya da önündeki ana güzergahtan yukarı doğru çıkıp Piazza del Popolo’ya varın. Bu çok büyük meydanın sağ tarafındaki merdivenlerden yukarı doğru tırmanırsanız hem yukarıdan seyredeceğiniz harika bir manzara bulacaksınız hem de sessiz sakin Borghese bahçelerine varacaksınız. Borghese bahçeleri oldukça büyük, bu yüzden parkın hemen başındaki bisikletlerden birini kiralayıp bu kocaman bahçenin her köşesine kısa sürede varabilmek daha iyi bir fikir; devamında geri istikamete dönüp aynı yolları bir de iki tekerlek üzerinde bisikletle geçip çocuksu bir mutlulukla akşamüzerini bulabilirsiniz.