Picasso’nun eserlerini tek bir yerde bulmak olanaksız. Birçok müzeyi ziyaret etmeniz gerekiyor. Bunlardan biri Paris’in Le Marais Mahallesi’nde 17. yüzyılda yapılan Hotel Sale binasında yer alıyor.
Bu müzede 'Picasso: Ustalık Eserleri’ sergisi için daha önce sergilenmeyen tabloları dünyanın çeşitli yerlerinden buraya getirilmiş. Sergi ressamın daha 16 yaşındayken Barselona’da öğrenciyken yaptığı Bilim ve Yardımseverlik adındaki tabloyla açılıyor; bir hastayı ziyaret eden bir doktor kendi ailesinin hikayesinden esinlenerek, hasta kız kardeşi ve doktor babasını resmederek, toplumsal gerçekçilik temalı yaptığı ilk tablo. Bir dizi resim serisi ile devam ediyor sergi; bunlardan biri palyaçolar, aynı kıyafetle ve yüzünde aynı melankolik ifadeyle oturan palyaço Picasso’nun kendisinin nostaljik eşi. Yüzenler, kübizm akımının ilk örneklerinden, hem Picasso’nun ‘hepimizin babası’ dediği Cézanne’ın yüzenlerine bir gönderme, hem de 20. yüzyılın başında Paris’i ve sanat dünyasının etkisi altına alacak kübizm akımının ilk denemeleri belki. Makyaj yapan kadınlar, yüzleri, gözleri, başları bozulmuş, deforme edilmiş figürler. Ve tek bir tablo, Picasso’nun uzun süre sadece kendisi için sakladığı ‘Dans’ adlı tablo daha sonra Tate Galerisi tarafından alınmış. Picasso ve eşi Monte Carlo’daki Rus balerinleri izlediği yaz, ressamın kaybettiği yakın arkadaşı ve sürrealizm akımının etkisi. Litograf dostu ile birlikte çalıştıkları taş baskılar. Son olarak Picasso’nun Fransa’nın güneyinde son yıllarını geçirdiği şatodaki stüdyosu ve etrafına topladığı resimleri. Müzede aynı zamanda Picasso’nun kendi koleksiyonu da sergileniyor, Rembrandt’ın oto portresi, bir Modigliani tablosu koleksiyonda yer alıyor.