Amerika’da trenle seyahat etmek gibi bir fikrimiz yoktu. Şehirler arasındaki mesafe, tüm ülkedeki araba hakimiyeti, uçakların sık ve ucuz olması dolayısıyla kafalarımız seyahatin şekli konusunda öylesine önyargılı idi ki saatler süren uzun tren yolculuklarını hiç de düşünmemiştik. Gençliğimizde Avrupa’da tren kompartmanlarında gecelemiş, sınırların değişmesine bir tren durağı süresince tanık olmuş bir gezgin olarak ABD trenle yolculuk destinasyonu değildi.
Ama San Francisco’da işler değişti, bir soralım bakalım diye girdiğimiz tren istasyonundan tüm Kaliforniya sahil şeridini trenle katetmeye izin veren biletleri aldık ve yollara koyulduk; hem çok daha uygun bir fiyat, hem başlı başına bir tecrübe olan tren seyahati, hem de dünyada gördüğümüz en uzun gün batımları.
Kaliforniya eyaletini boydan boya Amtrak Coast Starlight (San Francisco- Los Angeles arasını) ev Amtrak Surfliner (Santa Barbara'dan San Diegp'ya kadar olan kısım) hatları ile kat edebilirsiniz. İki katlı bu trenler oldukça rahat, eğer süre sizin için sorun değilse, yavaş bir hızda Pasifik okyanusunun kıyısından (arabanın bile giremediği bazı tren hatları var) manzaranın keyfini çıkarak tanımanız mümkün.
Yolculuğumuzun ilk ayağı San Francisco-Santa Barbara, yaklaşık 500 kmlik bir yol, sabahtan akşama kadar sürüyor. Şehri arkada bıraktık, usul usul ilerliyoruz. Kendimize ait bir kompartmandayız, bilgisayarı açıp müzik koyduk, arada kapıyı açıp bilet soran görevlilerden başka rahatsız eden kimse yok, bir tarafımız Pasifik okyanusu, çalan müzik, kitaplarımız, içeceklerimiz, kendimize ait bir oda, dünyanın öbür ucundayız, gündelik hayatlarımızı unutmuşuz, ufka dalmış trenin ritmine ayak uydurmuşuz, yolculuk hali üzerimize oturmuş, kaygısız ve plansız programsız akıp gidiyoruz.