Madrid’in güneyinde yaklaşık bir saatlik mesafede bulunan Toledo deniz seviyesinden altı yüz metre kadar yükseklikte bir tepenin üzerine kurulmuş ve etrafını çevreleyen Tajo nehri sayesinde ilk bakışta bir adacık gibi gözüken, dar sokakları, yokuşları, Gotik katedrali, Arap döneminden kalan camiisi, ressam El Greco’nun son yıllarında yaşadığı, mistik, tarihi, tablo gibi bir şehir. Batı Roma döneminden sonra Vizigotların hakim olduğu zamanda başkent idi, Arapların İber yarımadasını fethettiklerinde ele geçirdikleri ilk yer, daha sonra İspanyol kralların fethi ile Katolik kralların hakimiyeti altına giren, bugün İspanya’nın Castillo La Mancha eyaletinin başkenti, Don Kişot’un doğduğu topraklar. Toledo’nun eski şehri Unesco mirası olarak İspanya’nın en fazla turist çeken yerlerinden biri.
Önemli tarihler: 1086’da 6. Alfonso’nun Toledo’yu alması Reconquista hareketinin başlangıcı olarak kabul ediliyor. İber yarımadasında yaklaşık 750 sene hüküm süren Arapların sonunun başlangıcı da denilebilir. yaklaşık dört yüzyıl sonra, 1492’de Granada’nın da düşmesiyle İspanyol Katolik kralların eline geçecekti.
Toledo Katedrali, Katolik kralların fethi ile yapımına başlanan dönemin Fransız Gotik’inden esinlenen bu topraklardaki en önemli dini yapılardan biri. Toledo El Greco’nun hayata gözlerini yumduğu şehir aynı zamanda. Ressamın El Expolio ve Apostoles adlı resimleri Toledo Katedrali’nde bulunuyor. Katedral bir diğer İspanyol ressamın, Goya’nın İsa’nın yakalanması adlı tablosuna (El Prendimiento de Cristo) ev sahipliği yapıyor; 1798 seneli eseri Toledo Katedrali için özel olarak yapılmıştı. El Greco’yu ‘Kont Orgaz’ın Ölümü’ tablosunun yer aldığı Santo Tome Kilise’sini ve El Greco Müzesi’ni ziyaret ederek tanıyabilirsiniz.
Toledo aynı zamanda Endülüs hakimiyeti zamanında Altın Çağı’nı yaşayan Sefaradlar için de önemli bir yer; şehirdeki Sefarad Müzesi ve Sinagog da ziyarete açık, Córdoba’daki sinagog ve müze gibi bugün de Musevi topluluklar için tarihi ve kültürel önemini koruyor.