Le Marais semti Seine Nehrinin sağ tarafında 3. ve 4. bölgelerde dar sokakları, Ortaçağ hissi veren gotik binaları, kafeleri, mağazaları ve müzeleri ile oldukça hareketli ve turistik bir mahalle.
Bu tarihi mahalle Fransız Devrimi’ne kadar aristokratların yaşadığı oldukça zengin bir bölge iken devrim sonrası 17. ve 18. yüzyılın ihtişamı geçmiş, aristokratlar bölgeyi boşaltmıştı. Devrim sonrası ticaret merkezi haline gelen bölgede Rue des Rosiers civarına yerleşen Yahudiler önemli bir rol oynadı. Bugün hala bölgede birçok sinagog ve Yahudi Müzesi bulunuyor. 80’lerden itibaren Marais bölgesi eşcinseller için de önemli bir yer haline gelmiş. Bugün pek de alt kültürlere ait bir bölge olduğu söylenemez, birbirinden şık mağazalar, bistrolar, uluslararası markalar Marais’nin dar sokaklarını sıralıyor. Yine de kültürel ve mimari açıdan önemi birçok ziyaretçiyi kendine çekiyor.
Le Marais’de gezebileceğiniz birçok önemli müze var: Picasso Müzesi, Avrupa Fotoğraf Evi, Pompidou Kültür Merkezi. Ayrıca Victor Hugo’nun evi, Paris’in en güzel meydanlarından Place des Vosges 17. yüzyılın başında yapıldığı dönemdeki halini korumuş kırmızı kiremitli evleri ile belki de Avrupa’daki en güzel meydanlardan. Fransız bistroları Chez Janou, Chez Julien, meşhur krepçi Brezih yemek yiyebileceğiniz yerlerden.