Kolomb Öncesi Sanat Müzesi eski şehrin tam göbeğinde yer alan Şili’nin yerli insanlarının medeniyetlerine ait birçok birbirinden değerli parçanın yer aldığı Santiago’nun en önemli müzelerinden.
Bugünkü Şili’den 14.000 sene önce burada yerleşimin olduğu biliniyor. Sergilenen yüzlerce seramik parça, elle yontulmuş taşlar, ahşap heykeller, müzik enstrümanı, takı, bebek mumyalara varana kadar bu medeniyetlerin kültürleri ve tarihleri hakkında birer ipucu taşıyor- Şili’nin kuzeyi çöl olmasına rağmen insanlar burada yaşıyordu. Inka İmparatorluğu başkenti Cusco’yı merkezi olarak alıp yayılmaya başladığında bu toprakları da ele geçirmişti. İnkalardan başka bugün hala var olan Mapuche yerlileri. Seramik işçiliğinin örnekleri bize farklı renklerde yapılan ve tek renk yapılan seramiklerin farklı toplulukları birbirinden ayırdığına dair örnekler sunuyor. Bir diğer önemli parça bugün ayahuasca diye bilinen uyuşturucu niteliğindeki otların burna çekildiği yayvan seramik parçalar. Şamanlık bu topluluklarda önemli bir statü idi. Şamanlar ve yöneticiler toplumda en yüksek sosyal konumlarda bulunan liderlerdi. Şamanlar bu otları alarak daha yüksek bir bilinç düzeyine ulaşır, transandantal bir deneyim yaşar, farklı yerlere yolculuk yaptıklarını iddia ederlerdi. Bu perküsyon aletine benzeyen geniş davulumsu aletin her bir noktasına dokunduğunuzda farklı bir ses duyardınız.
Müzede sergilenen kultrún adlı davul insanlar ve öteki dünya arasında bir iletişim aleti olarak kullanılırdı. Şamanların önemi bu iletişimi sağlayan belki de ‘ara varlıklar’ olmalarından kaynaklanıyordu. Mezarlarda bulunan ahşap uzun parçalar yine gücün sembolü olarak anlamlandırılabilir. Elinde asası ile yönetici kişi, yine oldukça ileri düzeyde olan örgü işçiliğinin örnekleri tunikler hem giyinme ihtiyacını, hem de şapkalarla birlikte sosyal konumu anlatıyordu. Yerli kültürlerde önemli bir içki olan ve kutlamalarda sıkça tüketilen chicha içkisinin konulduğu testi benzeri kaplar da sergilenmekte. Bir de güneşe, yıldıza benzettiğimiz taş parçalar var. Şili’nin kuzeyi bugün de hala en önemli gökyüzü inceleme merkezlerinden ve belli ki 15.000 sene kadar önce de gök bilimi, diğer gezegenlerin izlenmesi yaygındı. Müzenin en önemli parçalarından biri de bir ipe dizilmiş sallanan yüzlerce diğer ipten oluşan yerli dilinde ‘quipus’ denen bir çeşit sayım aleti. İnka Devleti quipusları muhasebe amacıyla kullanıyorlardı. Hem demografik bilgiler hem de diğer dataların tutulması bu yolla gerçekleşiyordu. Sergilenen bu quipusta bir ana halat üzerinde 586 ip/sicim bulunuyor, her biri sicim 10 setlik 8 bölümden oluştuğu düşünülürse alt bölümleri ile birlikte 15.000 küsür datanın saklandığı hesap edilmiş!