Portekiz’i karakterize eden bir özellik var: keşif, bilinmeyene yolculuk. Bu küçücük ülkenin 15. ve 16. Yüzyıllarda ulaştığı gücün çıkış noktası bu merak. Lizbon’un melonkolik şehir diye anılmasının nedeni de bu: daha önce ayak basılmamış yerlere yelken açanlar buradan yola çıkmış; hep giden ve hep dönen ya da dönemeyenlerin sayısız hikayesinden kalan bir hüzün var bu şehirde. Fado müziğinde yankılanan ses dönemeyenlerin hasretini taşıyor. Nehre bakan portekizli kaşifler, önden arkaya: Prens Henry (kaşiften çok bu keşifleri destekleyen, finance eden kişi), Vasco de Gama (Hint yolunu bulan kaşif), Pedro Alvares Cabral (Brezilya’nın kaşifi), Ferdinand Magellan (ilk dünya turuna çıkan denizci), Diogo Cão, Bartolomeu Dias, Afonso de Albuquerque, Luís de Camões, Pedro Nunes, Nuno Gonçalves. Belem’de bulunan Kaşifler Anıtı Lizbon şehir merkezinden on kilometre uzaklıkta ve trenle rahatça ulaşılabiliyor. Belem’de ayrıca Belem Manastırı, Berardo Müzesi ve meşhur Belem tatlısı ‘pastel de Belem’i yiyebileceğiniz bir pastane bulunuyor.