Tophane tramvay durağının hemen karşısındaki Kılıç Ali Paşa Camii, Mimar Sinan imzalı 16. yüzyıla ait deniz üzerine kurulan ilk camii. İsmini aldığı Kılıç Ali Paşa aslen İtalyan, Calabria’lı ve asıl adı Ochiali olan sonrandan Müslüman olmuş ve Osmanlı donanmasında yükselmiş, verdiği üstün hizmetlerden dolayı II. Selim tarafından Kaptan-ı Derya Kılıç Ali sıfatı ünvanı verilmiş bir denizci. İki defa İspanyollardan Tunus’u almış (ikincisinde kalıcı olarak) ve doksan yaşında vefat ettiğinde oldukça büyük bir servete sahipmiş.
Türbe, medrese, hamam ve camiiden oluşan külliye Mimar Sinan’ın geç yaşında (doksan yaşında) tasarladığı ve hayatı boyunca hayran olduğu ve birebir kopayalamaktan hep kaçındığı Ayasofya’ya en benzeyen yapı. Kılıç Ali Paşa Hamamı son senelerde yeniden renove edilip lüks bir hamam olarak yeniden hizmet vermeye başladı.
Camiinin hemen yanında on sekizinci yüzyıldan barok çeşme Tophane Çeşmesi ve karşı tarafında ise Tophane-i Amire yer alıyor. Semte ismini veren Tophane’nin yapımı İstanbul’un fetih dönemine, Fatih’e kadar gidiyor, Fatih, ardından II. Beyazıd, daha sonra Kanuni zamanında silah yapımı için kullanılan bu binanın gördüğümüz hali ise orduyu yenileme politikaları ile tanınan padişah III. Selim’in 1803’te yaptırdığı hali; geniş dikdörtgen bina kiremit ve taştan yapılmış, üzerindeki sekiz kubbe hem dışardan hem de içerden binaya oldukça etkileyici bir görünüm veriyor. Bugün sanat sergilerine ev sahipliği yapan mekan bu sergi zamanlarında ziyaretçilere açık hale geliyor.
Yine karşı tarafta biraz ileride Nusretiye Camii Barok mimarisi ile öne çıkan bir başka geç dönem Osmanlı mimarisi örneği. II. Mahmut’un yeniçerilere karşı kazandığı zafere gönderme yaparak Nusretiye adı verilmiş, on dokuzuncu yüzyılın Batı etkisiyle Barok tarzından yapılan Boğaz hattı camiilerine benzer bir şekilde (Dolmabahçe, Yıldız, Ortaköy) İmparatorluk dönemi camiilerinden oldukça farklı, yine de kendine has bir tarzı olan camiilerden. Ermeni mimar Balyan ailesine mensup Kirkor Balyan tarafından yapılmış. Hem içeriden hem dışarıdan oldukça sade ve estetik bu yapı antrepo ve devamındaki Fındıklı’daki Mimar Sinan Üniversitesi ile bir sınır oluşturan noktada yer alıyor.