Havana’nın eski şehrinde Plaza Vieja’dan Plaza de las Armas’a doğru Mercaderes sokağı boyunca yürüyorum. Duvarda bir taş üzerinde yazı: “İtalya’nın kurtarıcısı Garibaldi’nin Havana’daki kalışının 130. yıldönümü şerefine Roma şehri bu anıtı Küba’nın bağımsızlık fikrini cesaretlendiren José Marti’ye ithaf eder.”…
Nice’ten İstanbul’a, İstanbul’dan, Rusya’ya, Rusya’dan Güney Amerika’ya, oradan Havana’ya, bir yolculuk hikayesi Garibaldi’nin hayatı. Herkesin tanıdığı, bildiği isimler, herkesin tanıdığı, bildiği isimler olmadan ne yapıyorlardı? Siyasi bir figür olmadan önce bir yolcuymuş Garibaldi. Bugün İtalya Birliği’nin kurucusu olarak anılan Giuseppe Garibaldi İstanbul’da 1828-1831 yılları arasında yaşamış. Karadeniz’e giden bir gemideyken uğradığı İstanbul’da bugün İtalyan Kültür’ün yakınlarında bulunan Deva Çıkmazı’ndaki evde kalmış. Casa Garibaldi diye anılan evi daha sonra Societá Operaia İtaliana (İtalyan İşçi Birliği) derneği olarak faaliyet göstermiş. Garibaldi tek bir İtalyan devleti hayaliyle kalmamış, Balkan halklarını Türkler’e karşı ayaklandırmak için de kışkırtmış. Hayat hikayesi neredeyse dünyanın her yerine uzanıyor. Güney Amerika’ya gidiyor, Brezilya’da Rio Grande de Sul Eyaleti’nde kalıyor, Kuzey Amerika’ya devam ediyor. Havana’da eski şehirde dolaşırken de bir duvarda ismi karşınıza çıkıyor (1835’te Havana’da yaşamış). Bugün bir kültür merkezi.