Sürprizlerle dolu bir gece: bu akşam Guadalajara’nın eski şehrinin meydanlarında aynı anda hem Afrika danslarını, hem Meksika’nın bağımsızlık hikayesini anlatan tiyatro oyununu, hem de tüm bunları cilalayan rengarenk havai fişeklerini seyrettim, sadece bir akşam yürüyüşü yapacağımı sanmıştım halbuki…
Guadalajara, diğer kolonyal şehirlerin verdiği şirin kasaba havasının aksine bayağı bir büyük şehir duygusu uyandırıyor sizde, kalabalık, trafik, gürültü… Ama eski şehri yine çok zengin ve tüm bu keşmekeşin dışına itiyor size: Hükümet Sarayı, Guadalajara Katedrali, birbiri ardına 3-4 meydan: Plaza de la Liberación, Plaza de Armas, Plaza de los Mariachis… Hükümet Sarayı’nın tavanında bağımsızlık çığlığını atan Hidalgo’nun duvar resmi, çatısından birbiri ardına kulelerin manzarası eski şehre aynı zamanda kuş bakılı bakmamızı sağıyor; aşağıda katedralin önünden geçip biraz daha ilerlediğimizde Unesco mirası Cabañas kültür merkezi, önündeki meydanda yer resimleri yapıyorlar, yan yana dizilmiş ressamlar bir yarışmaya katılacaklar; Meksika’da görsel kültür sömürge öncesi dönemden beri o kadar gelişmiş ki, duvarlar, yerler, metro istasyonlarında durakların sembolleri, çizerek ifade etmek Mezo-Amerika ve sömürge sonrası kültürün en belirgin ifade biçimlerinden biri. Geceleri bu meydanlar tam bir kamusal Alana dönüşüyor, sokakta yemek yiyor, sokakta eğleniyor, sokakta sosyalleşiyoruz.