Cartagena’ya vardığımda gördüğüm ilk yer burası. Saat gece yarısına yaklaşmış, 11 suları. Havaalanından merkez yaklaşık 15 dakika mesafede, kaldığım yer bu meydanın hemen yanıbaşındaki sokakların birinde, aracın giremediği dar bir sokakta. Geç saate karşın insanlar sokaklarda. Önümüzdeki iki-üç boyunca günün çeşitli saatlerinde geçeceğim bu meydan Trinidad Meydanı, ismini aldığı kilisenin önünde günün her saati oturan bir sıra insan, bazen meydanda bir müzik grubu çalıyor, meydana bakan kafe ve restoranların masaları hep dolu, benim gibi sabahın 5inde taksi bekliyorsanız sadece temizlik görevlileri. Bir geçiş alanı gibi, Cartagena’nın geneline hakim film seti havası burada da var, ışık, kilisenin ön yüzüne vuran palmiyelerin gölgesi, kapıların arkasından gelen müzik sesleri…
Meydanın politik bir önemi var. Kolombiya’nın bağımsızlık mücadelesinde Pedro Romero tarafından yürütülen Getsemani Savaşı’nı takiben ilan edilen bağımsızlık bildirisi burada 11 Kasım 1811’de okunmuş. Demek ki Kudüs’teki Hz.İsa’nın tutuklandığı Getsemani gibi buranın da tarihinde kanlı bir sayfa var… Kilise’nin yapımı ise 1643, İspanyol sömürge döneminden kalma, dolayısıyla bağımsızlık kazanıldıktan sonra Cumhuriyet döneminde meydanın ismi değiştirilmek istenmiş, ama alışkanlıkları kırmak zor olduğundan yine Trinidad Meydanı olarak kalmış. Meydanın etrafındaki sokakları yürürken duvarlara bakmayı unutmayın, birçok şairin, yazarın evinin buralarda yaşadığı not düşülmüş.