Ege sahillerini bir araba yolculuğu ile keşfetmenin en güzel yanlarından biri dünyanın en güzel koylarına sahip Ege’nin plajları ile tarih ve arkeoloji merakınıza da hitap eden birçok antik şehri birlikte ziyaret edebilmeniz. Bu topraklarda binlerce yıl önce yaşamış insanların bıraktıkları miras Bergama, Truva, Sardis, Priene, Efes gibi ören yerlerinde dikkatli bir okumayla hayal gücünüzün vücut bulmuş bir hali gibi önünüzdeki taşlarda saklı.
Bu sefer biz Çeşme’den Efes’ e doğru yol alıyoruz. Çeşme’den Sakız’a geçme fırsatınız varsa mutlaka yapmalısınız. Sakız adasında birkaç gün ayırıp dağ köylerini gezebilir ve Türk tarafından çok daha bakir olan koylarında denize girebilirsiniz. Ya da Çeşme’de birkaç gün konaklayıp civar kasabaları da ziyaret edilebilirsiniz. Bizim rotamız Çeşme’den Efes’e, yolda Urla’da durarak bu son yılların şarap bağları, iyi kalitede zeytinyağı markaları ve gastronomisi ile ünlenen kasabasına bir göz atıyoruz. Sanatçılar Sokağı’ndaki kafelerden birinde soluklanıp, zeytinyağı tadımı yaparak yolumuza devam ediyoruz. Efes’e varmadan önce ise Selçuk’a girdikten sonra Şirince’ye dönüp bu hayli turistik dağ kasabasında mola veriyoruz. Tüm evlerin yamaca birbirlerinin manzarasını kesmeyecek şekilde ardı ardına sıralanması oldukça hoş. Selçuk’a asıl geliş nedenimiz Efes ören yerini boylu boyunca ziyaret etmek. Efes, Meryem Ana ve Selçuk/Efes Müzesi ziyaretlerini kapsayan uzun bir gün var önümüzde. Kuşadası’nda konaklamanız size hem Efes’i hem de karşıdaki ada Samos’u ziyaret etmeniz mümkün kılacak.