Güney Afrika’nın yakın tarihinin pek de iç açıcı olduğu söylenemez. Şehrin merkezinde District 6 müzesi apartheid dönemi tarihinin acı gerçekliğini en iyi anlatan yerlerden biri.
Müze 6. Bölge diye adlandırılan bölgede, 170 yılı aşkın bir süredir metodist kilise olarak hizmet veren bu binada, 1994’te açıldığından beri apartheid tarihini ve sıradan insanların bu dönemde yaşadıkları hikayeleri anlatmak üzere kurulmuş. Her gün belirli saatlerde rehberli turlar yapılıyor ve bu rehberli turları o dönemde yaşamış insanlar kendi hayat hikayelerini anlatarak veriyorlar. Bu yüzden oldukça etkileyici. Benim katıldığım turu çocukluğunda evlerinin yıkımına kadar 6. Bölgede yaşamış 50li yaşlarında bir kadın kendi hayatında yaşadıklarından örnekler vererek oldukça ayrıntılı ve tüyler ürpertici bir şekilde anlattı.
Güney Afrika’da Apartheid dönemi 1948’den 1994’e kadar resmi devlet politikası olarak uygulanan ayrılıkçı ve ırkçı dönem olarak adlandırılan, Avrupalı kökenli beyazlar tarafından yönetici sınıfın, tüm farklı köken ve dinlere mensup kişileri ikinci sınıf insan olarak konumlandırması ve anayasal düzen ile sistemli olarak ayrılıkçı bir rejim yarattığı dönem. Ta ki 1994’te ilk siyahi başkan Nelson Mandela iktidara gelerek bu rejime bir son verene kadar.
Müzede Güney Afrika vatandaşlarının nasıl ait oldukları ırka göre kimliklerinde sınıflandırıldığı (beyaz, karma, renkli gibi); Apartheid dönemine kadar farklı kültürlerden insanların bir arada yaşadığı District 6’in nasıl yıkılarak burada yaşayanların şehrin uzak köşelerine sürüldüğü, fotoğraflar, belgeler, ve daha bir çok doküman ile ayrıntılı olarak anlatılıyor.
Müzenin misyonu ‘Cape Town’u ırkların değil, insanların yaşadığı yer olarak inşa etmek.’ Mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer, kaçırmayın!
Giriş (rehberli tur ile 65 Rand); ulaşım: Uber