New York’un en hip sanat mahallesi nehrin Batı tarafında bulunan aşağı batı denen bölgede Chelsea. Burada üç aktivitenin her birini yapmanızı tavsiye ederiz:
.Asya’dan Fransız mutfağına, Amerikan burgerinden sushi’ye her türlü yemeği yiyebileceğiniz Chelsea Food Market’ta yemek yemek;
.Tren raylarının yürüme yolu haline getirildiği the High Line’ı yürüyerek geçmek;
.High Line’ın altındaki caddelerde yer alan yüzlerce sanat galerilerine girip çıkmak.
15. cadde üzerindeki Chelsea Food Market’ın olduğu taraftan merdivenlerle çıkıp bu yaklaşık iki buçuk kilometrelik yaya yolunu yürüyerek 30. caddede Penn Station’a iki blok mesafede bir noktada sokağa iniyorsunuz. Tren raylarının yayaların yürüdüğü bir platform haline getirildiği High Line’da yürürken tüm cephelerin gökdelenlerle kaplı olduğu bu yürüyüş yolunda farklı mimari stilleri seyretme şansını buluyorsunuz. Fütüristik yapılar, bir sanat galerisinin yere kadar camla kaplı cephesinden gördüğünüz içerideki tablolar, bir otel, Chelsea’nin graffiti ile kaplı duvarlarının manzarasını suran seyir noktaları.
The High Line’ın altında yer alan sokaklarda bambaşka bir dünya gizli. Hudson nehri boyunca yer alan antrepolar bugün sanat galerileri haline getirilmiş. Yüzlerce galeri var ve bunlardan bazıları müze değerinde. Sanat akımlarından haberdar olmak istiyorsanız aslında müzeleri değil galerileri gezmelisiniz. Pop art işlerinden doğa resimlerine, heykelden soyut resme ne ararsanız var. Hemen ileride Warhollu, Fridalı grafitiyi geçtiğinizde 192 isimli bir kitapçı bulacaksınız.