St Jean Şövalyeleri tarafından 15. Yüzyılda büyüyen Osmanlı hâkimiyetine karşı korunma amaçlı inşa edilmiş. Kalenin içindeki kapıların üzerinde yer alan haç ve şövalye armaları, Şapel ve hayvan figürleri bu dönemden kalmadır. Yaklaşık yüz yıl boyunca İngiliz, Fransız İtalyan, Alman gibi farklı milliyetler tarafından savunulan kale Osmanlı kuşatmasına dayanamamış, Koç ve Rodos ile birlikte Osmanlı hâkimiyetine girmiş. İç kısmındaki kaleye yedi farklı kapıdan girilerek ulaşılan bu kompleks Osmanlı döneminde yapılmış hamam ve camii ile bugünkü haliyle çok daha geniş bir görünüme kavuşmuş.
İki liman arasında konumlanan kale turkuaz mavisi deniz manzarası ile Bodrum’u farklı açılardan seyredeceğiniz enfes manzaralar sunan bir alan. Ayrıca dünyanın en önemli Sualtı Arkeoloji Müzelerinden biri olma ünvanına sahip. Kesinlikle ziyaret etmeye değer çok önemli arkeolojik buluntulara ev sahipliği yapan bu müzede çok geniş bir amfora koleksiyonu, Osmanlı ve Bizans dönemindeki batıklardan çıkarılan parçalar, Yassıada, Şeytan Deresi, Yassıada batıkları yer alıyor. Müze her gün açık. Ziyaretinizin devamında Bodrum yat limanında sıralanmış kafelerden birinde kahvenizi yudumlayabilir veya mevsimlerden yaz ise günübirlik tekne turlarına katılıp Bodrum yarım adasının koylarını keşfe çıkabilirsiniz.