Ouro Preto’ya doğru yola koyulmadan önce şehirde bir sabah yürüyüşü. Belo Horizonte, portekizcede güzel ufuk anlamına geliyor, eyalet sistemiyle yönetilen Brezilya’nın Minas Gerais, Madenler, eyaletinin başkenti. Sömürge döneminde tüm değerli madenlerin bu bölgede bulunmuş olması hem tarihi hem ekonomik açıdan bölgeye önemini veren hadise.
Belo Horizonte tüm Latin Amerika’nın finansal merkezi sayılan São Paulo’dan, eski başkent Rio de Janeiro’dan, başkent Brasilia’dan sonra dördüncü büyük şehir kişi başına düşen milli gelir anlamında. Brezilya’nın özgürlük hareketinin Tiradentes önderliğinde başladığı yer de olduğundan tarihi bir öneme sahip. Bugün turistlerin Rio ve Iguaçu’dan sonra en fazla ziyaret ettikleri yerlerden. Tarihi kolonyal şehirler bir bir sıralanıyor bölgede: Ouro Preto, Tiradentes, Congonhas ve daha başkaları. En fazla ziyaret edilen barındırdığı mimari mirastan ötürü Ouro Preto.
Belo Horizonte’de kaldığım yer Özgürlük Meydanı’nın yakınları. Praça da Liberdade iki yanı palmiye ağaçlarıyla sıralı bir parkın etrafında düzenli sempatik bir meydan, aşağı doğru meydanı boydan boya yürüyorum, Ekim ayı burada ilkbaharın başlangıcı, ağaçlarda mor çiçekler. Meydan bitip de ana caddeye vardığımda daha aşağıda başka bir büyük parkın kapısında buluyorum kendimi, içerisi cennetten kocaman bir bahçe. Gölün etrafında dolaşıp ağaçlardan yapılmış bankların üzerinde oturuyorum, parkın hemen dışında bir fotoğraf sergisi, fotoğrafçı, çevreci aktivist, belgeselci Yann Arthus-Bertrand’ın ‘Gökyüzünden Dünya’ isimli fotoğraf sergisi. Her biri fotoğrafa uzun uzun baktıktan sonra yürümeye devam ediyorum, başladığım noktaya bu sefer paralel başka bir yoldan ulaşmaya çalışırken yine bir meydana varıyorum, meydana da adını veren katedral, neo-gotik tarzda inşa edilmiş Nossa Senhora da Boa Viagem, portekizli gemiciler Atlantik Okyanusu’nu geçerken onları koruyan Azizenin adı verilmiş. Bu isim 18. yüzyıldan beri dini yapıların var ola geldiği bu bölgenin de adı aynı zamanda. Yukarıya doğru tekrar çıkıp Özgürlük Meydanı’na vardığımda dosdoğru müzeye giriyorum: Memorial Minas Gerais Vale. Kolonyal dönemden kalma üç katlı sarı sarayın dışı ve içi ne kadar karakteristik ve tarihi ve estetik bir mimari tarza sahip, müzede yaşadığınız deneyim ise yeni teknolojilerle size tarihi olayları yeniden canlandırma üzerine kurulmuş, tarihi bir binada modern bir deneyim. Brezilya’nın yerli kültürleri videolarla ve Brezilyalıların her daim en etkileyici yeteneği müzikal dille anlatılıyor. Harika dakikalar, saatler geçirmek için mutlaka gezin bu müzeyi.