Birçok kişi için Angkor Wat hayatı boyunca yaptığı en etkileyici seyahatlerin başında gelir; pratik bilgiler vererek bu deneyimi anlatmak biraz zor, sanırım sizi bu kadar etkilemesinin nedeni bu tapınakların ormanlık alan içine yayılmış olması, hiç bitmeyecekmiş gibi görünecek kadar çok fazla sayıda olmaları ve eğer bizim gibi bisiklet üzerinde gezdiyseniz bu mistik atmosferin tamamen içine girebilmeniz.
Angkor dünyanın en büyük açık alana yayılmış tapınaklar bütünü. Bölgede hakim olan Kimer İmparatorluğu’nun hakimiyetinin zirveye çıktığı dönemde 9 ile 15. yüzyıllar arasında inşa edilmiş hem Hindu hem Budist birçok mimari stile sahip, yaklaşık 400 km’ bir alana yayılmış ormanların içinde yüzlerce tapınaktan oluşan bir bütün, bir arkeolojik alan, Unesco kültür mirası listesinde ve her yıl yaklaşık iki milyon insan tarafından ziyaret ediliyor.
Angkor pre-endüstriyel dönemin en büyük şehri olarak belirlenmiş. Bugün koruma altına alınmış bu yeri gezdiğinizde burayı bir şehir olarak hayal etmek güç. Kabuğuna çekilmiş budist rahipler, turistler, ve yerli halk dışında pek bir insan yaşamadığı için belki. Angkor bölgesine ulaşmak için en yakın havalimanı Siem Reap; arkeolojik alanın 6-7 km ötesinde birbiri ardına sıralanan bir oteller bölgesi var; bizim yaptığımız gibi 3-4 gün geçerli olacak bir bilet almanızı ve ziyaret ettiğiniz bir tapınağa birkaç defa da olsa gitmenizi, günün değişik saatlerindeki ışığın keyfine varmanızı, detaylara her bir ziyaretinizde dikkat etmenizi, görmediğiniz ayrıntıları bir diğerinde göreceğinizi garanti ederek tavsiye edebiliriz.
Angkor Arkeolojik Parkı'na 3 günlük geçerli bileti parkın ana girişinden 62 USD karşılığında alabilirsiniz.