Yeryüzünde insan eliyle yapılmış en güzel şey nedir diye sorsanız ‘Alhambra’ diye cevap verirdim. Alhambra belki de Endülüs’e gelme nedenlerinin birincisi, şarkılara, kitaplara konu olmuş bir şaheser, sonu hüzünlü bir hikaye olsa da onca yıl sonra zerafetinden hiçbir şey kaybetmemiş. Tarihte Endülüs döneminin sonu Granada’nın düşüşü ile belirleniyor. Denildiğine göre son hükümdar Boabdil sürgüne çekilmeden önce son kez kaybettiği Granada’ya dönüp baktığında annesi ‘bir erkek gibi savunamadın, şimdi bir kadın gibi ağlıyorsun.’ demişti.
Alhambra en az bir yarım gününüzü ayırmanız gereken kale, saray ve bahçelerden oluşan büyük bir kompleks. En az bir ay kadar öncesinden internet üzerinden bilet almanız gerekiyor, yılın her zamanı ziyaretçi akınına uğrayan bu saray İspanya’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden başı çekiyor. Sonrasında karşısındaki tepe Albaicin’e de mutlaka gitmeli ve sarayı bir de oradan seyretmelisiniz.
Dokuzuncu yüzyılda Roma kalıntıları üzerine ufak bir kale olarak inşa edilen yere daha sonra onüçüncü yüzyılın ortalarında Nasri Hanedanı hükümdarı Muhammed ben Ahmar döneminde hanedanlık sarayı inşa ediliyor; Granada’nın düşüşünden sonra Katolik krallar Fernando ve Isabel rönesans tarzından yeniden düzenleyerek Kraliyet Mahkemesi olarak kullanıyorlar.
Kırmızı anlamına gelen ‘hambra’ taşların güneş ışığı ile aldıkları renkten kaynaklanıyor, sarayların hepsi - Arapların etkilendikleri Bizans mimari tarzını farketmek mümkün- kare bir yapı etrafında birçok salondan oluşuyor, salonlar her zaman bir avluya açılıyor, avlularda ise ortasında hep bir çeşme ve havuz, yaseminlerin kokusunu etrafa yayan akan su bulunmakta. Avluları taşıyan sütun ve kemerler, duvarlardaki geometrik şekillerden oluşan renkli çiniler, tavanlardaki ahşap oyma işçiliği, her yerde duvardaki ince bir şerit halinde okuyacağınız Arapça kelimeler, tekrar eden ’Mülk Allah’ındır’ kelimeleri, gerçekten de o kadar çok ince detaylar var ki defalarca ziyaret etseniz her seferinde başka birini fark edebilirsiniz. Alhambra’daki en meşhur saray Nasri sarayları ve içindeki aslan havuzlu avlu, bu saray için önceden ziyaret saati almanız gerekiyor. Alhambra’nın devamında Generalife bahçelerine devam ediyorsunuz; oldukça büyük bahçeleri ayrıca bir saat ayırırsanız hakkıyla gezebilirsiniz.
Alhambra’ya gelmişken Karşıki tepe Albaicin’i ziyaret etmeyi unutmayın. Beyaz evlerle kaplı dar sokaklarla çevrili sokakları, Alhambra’ya tam karşısıdan bakan meydanı, ve meydanın hemen yanı başında günümüz Müslümanları tarafından yapılan Granada Camii ile Endülüs hala yaşayan bir kültür.