Öncelikle hemen itiraf etmem gerekiyor - Norveç`e ve bu suretle de İskandinavya`ya bundan tam sekiz yıl önce özel bir istekten ziyade, Avrupa`da görmek istediğim pek bir yer kalmamış olması nedeniyle gitmiştim. İlk İskandinavya seyahatine beni iten gerekçeler pek heyecanlı olmasa da, 2009 yılında gerçekleştirdiğim ilk Norveç seyahati neredeyse hayatımı değiştirdi diyebilirim. Bugün şüphesiz İskandinavya Dünya`da en sevdiğim bölge. Norveç`in her yeri çok güzel olmakla birlikte - Dünya`ya, seyahat kavramına, doğaya bakış açımı en çok etkileyen an ve bölgeyi ise bugün halen çok net hatırlıyorum.
İlk fotoğrafta da gördüğünüz ve benim üç kez gitme şansına sahip olduğum Norveç`in kuzeyindeki Lofoten Adaları`nın Hamnoy bölgesindeki bu manzara vesilesiyle doğanın biz insan oğlundan her zaman daha etkileyici ve güçlü olduğunu ve bizim yapabileceğimiz en iyi şeyin ona ayak uydurmak olduğunu hissetmiştim. Bence bugün İskandinavların Dünya üzerinde en mütevazı insanlar olarak tanınmasının da en büyük sebebi bu – doğanın yüceliğine ve gücüne o denli sık şahit oldukları bir bölgede yaşıyorlar ki, Dünya`da kapladıkları yeri doğadan kopuk yaşayan onca kişiye oranla daha iyi algılayabiliyorlar.
Bugün İskandinavlar tasarım anlayışlarıyla da doğayla en uyum içinde kitle şüphesiz. Doğaya ilişkin algıları o denli ileri düzeyde ki, doğaya saygıyı sadece İskandinavya`nın şehirlerde uzak bölgelerinde değil, Oslo, Stockholm gibi Dünya`nın da önde gelen şehirlerinde de hissediyorsunuz. Mimari tamamen doğayla uyumlu – esas patronun kim olduğu her daim belli. İnsanoğlunun ne kendisiyle ne de ürettikleriyle doğanın önüne geçmek gibi bir amacı yok. Eğer İskandinavya`ya ve özellikle Norveç`e hiç gitmediyseniz, rotalarınızın arasına muhakkak eklemenizi öneririm. İskandinavya deneyimi bence salt bir seyahat deneyiminin çok ötesinde, hayata ve Dünya`ya bakışınıza da etki edecek önemde.