Her ne kadar başlık biraz kendisine haksızlık etse de, hemen düzelteyim. İtalya`nın en bilinen rotalarından Venedik`i aslında çok severim. Bir kez insan kalabalığını atlatacak bölgeleri bulursanız, Venedik`in gerçekten de çok ayrı ve gizemli bir yüzü olduğunu göreceksiniz. Konumuz ama farklı: Norveç`in Lofoten Adalarında “Lofoten’in Venedik’i” takma adıyla da anılan zarif balıkçı kasabası Henningsvaer. Ben ise bu nitelemenin Henningsvaer`e ve onun özel konumuna haksızlık ettiğini düşünenlerdeniz.
Lofoten Adalarının ana şehri ve havaalanlarından birisine de ev sahipliği yapan (havaalanı şehrin 15 dakika uzağında) Svolvaer`e 20 dakika mesafedeki bu kasaba, Lofoten`in bence en havalı yüzü. Okyanusun ikiye böldüğü bu kasaba hemen şu kenarına konuşlanmış restoranları ve “rorbuer” leri bir yana bırakırsak adaların en güzel küçük otellerine ev sahipliği yapmasıyla her Lofoten seyahatinde bir veya iki gece için de olsa uğradığım duraklardan birisi. En son kış ziyaretimde yaprakları tamamen düşmüş çıplak ağaçlar, gece rüzgarın yarattığı uğultu, kapısındaki tabelası sallanan kapalı dükkânlarla bana sanki bir korku filmindeymiş gibi bir his de yaşattı. Ama yanlış anlamayın – hem biraz ürktüm , hem de çok sevdim bu hissi. İki akşam kaldığım kasabada akşamları dışarıda şu kenarı restoranlarda yemek yedikten sonra kaldığım Henningsvaer Bryggehotel`in şömineli oturma alanında suyun öbür tarafındaki evlerden gelen ışık eşliğinde dışarıyı izlemek gerçekten de muhteşem bir keyifti. Lofoten`in popüler bölgeleri Hamnoy ve Reine`den uzakta olan bu kasabayı da - özellikle Svolvaer Havaalanını kullanıyorsanız- muhakkak rotalarınız arasına eklemenizi öneririm.