İspanya sınırındaki bölgeleri bir kenara bırakırsak, Güney Fransa dendiğinde esasında Akdeniz kıyısındaki sahil hattına tekabül eden Côte d’Azur ve daha içerilerde yer alan Provence bölgelerinden bahsediyoruz. Her bölge de kendi başına en az bir haftalık bir seyahati hak etse de, iyi bir planlama ile her iki bölgenin de en önemli yerlerini bir hafta içinde görmek de mümkün. Hatta bunun için arabanız olması da şart değil. Bölgenin dağ kasabaları haricindeki her yeri trenle ulaşılabilir durumda. Hatta “duble TGV” denen ve normal hızlı trenden de hızlı olan seferlerle seyahatinize Paris’den başlamanız dahi mümkün. Nitekim üç saat içinde Fransa’nın en güney şehirlerinden Marsilya’ya varabiliyorsunuz. Marsilya’dan da Provence’ın hemen hemen her bölgesine tren seferi var. Provence seyahatleri için Aix-en-Provence’da konaklayıp, ünlü dağ kasabalarıyla şehir ziyaretini birleştirebilirsiniz. Bir diğer alternatif ise, Arles veya Avignon’da konaklayıp, Provence’ın küçük şehirlerine odaklı bir seyahat organize etmek. Provence seyahati öncesi görselleriyle keyfinizi arttırması için Fransız aktris Marion Cotillard ile Russel Crowu’un oynadığı A Good Year filmi iyi bir opsiyon. Biraz daha gerilim taraftarıysanız da, Güney Fransa’da müstakil bir evde geçen psikoloji odaklı film Swimming Pool da diğer bir iyi seçenek. Côte d’Azur’a gelirsek ise, sahilden oldukça keyifli bir tren yolculuğu ile Aix-en-Provence ve Nice arasını tren türüne göre üç saatten beş saatte kadar sürelerde kat edebilirsiniz. Ondan sonrası ise banliyö trenlerinle kalmış. Bütçeniz daha limitliyse İtalya sınırındaki Menton size daha ekonomik konaklama seçenekleri sunarken, Nice bölgeyi ortalayan konumuyla Menton’a göre daha pahalı ve büyük ama lokasyon olarak daha avantajlı bir şehir. Denizin büyüsüne kapılıp tepelerde konuşlanmış kasabaları da ihmal etmenizi öneririm. Roquebrune-Cap-Martin gibi tipik Fransız kasabaları inanılmaz güzel deniz manzaraları da sunuyor.